Genel olarak;
·
Ülkemizde her sektörde tam
rekabetin sağlanabilmesi, tekelleşmenin önlenmesi için mutlaka esnaf
ve sanatkar iş yerlerinin yaşamlarını devam ettirmesi gerekmektedir.
Tüketicilere değişik hizmet, ürün ve fiyat alternatifi sunma
anlamında da bu çok önemlidir.
·
Bir ekonominin canlılığını
koruması, sürdürülebilir olması anlamında da küçük işletmeler ve
esnaf-sanatkarlar çok büyük önem arz etmektedir. Ekonominin krize
girdiği durumlarda küçük olmanın verdiği avantajla duruma en kolay
uyum sağlaşan esnaf-sanatkar işyerleri, ekonominin emniyet sübabı
gibidir.
·
Esnaf-sanatkar halkın
içinde, halkla beraber yaşayan kesimdir. Halk tarafından sevilir,
güvenilir ve tercih edilir. Esnaf-sanatkar işyerinin bulunmadığı
sokak ıssızdır, esnaf-sanatkar sokağı korur, bir hareket kazandırır.
·
Son yıllarda hızla
denetimsiz bir şekilde açılan büyük marketler (süper, hiper, gros
marketler) 50’yi aşan esnaf ve sanatkar meslek dalının yok olmasına
neden olmaktadır. Hemen hemen halkın temel ihtiyaçlarının hepsine
birden ürün ve hizmet sunan bu marketler, sahip olduğu bazı
avantajlar sayesinde piyasanın büyük bir bölümüne hakim olmakta ve
tekelleşme yaratmaktadırlar.
Bakkal esnafı açısından bakıldığında
ise;
·
Cüzdanında hiç parası
bulunmayan müşteri bile günlük ihtiyacını bakkaldan karşılayabilir.
Veresiye olayı özellikle kriz içindeki bir ekonomide halkın
rahatlatılmasının önemli bir yoludur. Bakkal ile müşteri arasındaki
bu güven, samimiyet ve sıcak ilişki toplumsal bir gerekliliktir.
·
Mahalle sakini
gerektiğinde evinin anahtarını bakkala bırakır, çocuğunu emanet
eder, bir şeye ihtiyacı olduğunda ilk akla gelen bakkal amcadır.
Yani, bakkal esnafı mahallenin ötesinde, ailenin bile bir parçası
gibi görülür. Bu üzerinde durulması gereken güvene dayalı bir
ilişkidir.
·
Bakkal amca her zaman
müşterisinin neyi, ne kadar alacağını, hangi markayı tercih
ettiğini, ekonomik durumunu, damak tadını bilir ve hizmetini ona
göre sunar. Yani bakkal-müşteri ilişkisi birebir, sıcak ve güvene
dayalı bir ilişkidir. |